Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye vatandaşlarına vize reddinin yüzde 20’yi aştığını doğruladı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Deutsche Welle’nin konuyla ilgili sorularını yanıtladı ve gelişmelerle ilgili istatistiki bilgiler verdi.
Buna göre, 2014’te Türkiye’deki bütün Alman temsilciliklerinin vize bölümleri 197 bin 79 vize başvurusunu karara bağladı. Bunlardan 184 bin 599’u kabul edilirken, 11 bin 639’u reddedildi. Bu da ret oranının yüzde 5,9’a tekabül ettiğini gösteriyor
2021’e gelindiğinde ise Covid-19 salgını nedeniyle işlem yapılan vize başvurusu sayısı düşmesine rağmen reddedilenlerin sayısının arttığı görülüyor. Geçen yıl Alman diplomatik temsilcilikleri, 128 bin 890 başvuru hakkında karar verdi. Bunlardan 103 bin 478’i kabul edilirken, 24 bin 494’u reddedildi. Bu da ret oranının yüzde 19’a ulaştığını gösteriyor.
Bu yılın ilk yarısında ise 121 bin 944 vize başvurusunun sonuçlandırıldığı, bunlardan 96 bin 62’sinin kabul edildiği, 25 bin 211’inin reddedildiği bildiriliyor ki bu da ret cevabı verilenlerin oranının yüzde 20,7’yi bulduğunu ortaya koyuyor.
Ticari vizelere dair verilere bakıldığında da dikkat çeken, pandemi sürecine kadar yapılan başvurulara ret oranı yüzde 7 ila 8’lerde seyrederken, 2020’den itibaren retlerin yüzde 12-13’lere ulaşmış olması.
Bakanlıktan bir sözcü, yapılan her vize başvurusunun itinayla incelendiğini ve Almanya’daki geçerli İkamet Yasası düzenlemeleri çerçevesinde ve bütün koşulların gözden geçirilmesi sonucunda karara varıldığını kaydetti.
Sözcünün yanıtında, vize verilmesini düzenleyen ve örneğin “seyahat amacının makul olmasına, kişinin geri dönmeye istekli olmasına ve hayatını idame ettirdiğine dair belgelerin bulunması” gibi aranan şartların yerine getirilmemesi veya seyahatin yapılamayacağına dair bir gerekçe görülmesi halinde, bunların ret sonucunu doğurduğu belirtildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bir vize başvurusuna ret kararında aynı zamanda birden fazla gerekçenin de belirleyici olabileceğini kaydetti. Pek çok vize reddine gerekçe gösterilen “geri dönme isteğinin” ise prensipte maddi ve ailevi durumun ortaya konmasıyla kanıtlanabileceğini savundu.
Sözcü, vize için başvuran kişinin Schengen Bölgesi’ndeki seyahati finanse edebileceğini de kanıtlaması şartına işaret etti.
KAYNAK: Dogruhaber.com.tr