Putin’in İslam İnkılabı Rehberi’ne olan saygısı Tahran-Moskova stratejik ortaklığını yönlendiriyor

Putin’in küresel medyada geniş yer bulan İran ziyaretlerinin cazibe merkezlerinden biri, İslam İnkılabı Rehberi Seyid Ali Hamanei ile doğrudan yaptığı görüşmelerdir. Bu ziyaret bizi, siyasi meseleler dışında İslam İnkılabı Rehberi ile yaptığı geçmiş ziyaretleri…

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna krizinin ardından dünya sahnesinde yaşanan sansasyonel değişikliklerin ortasında Pazartesi günü Tahran’a geldi. Bu, 2000’lerin başında başbakan ve ardından cumhurbaşkanı olarak göreve başladığından beri Tahran’a yaptığı beşinci ziyaret. İran ve Türkiye ile Suriye’deki barış sürecini tartışan üçlü zirve için İran’da. Ancak başka konuların da tartışılması beklentiler arasındaydı. Putin’in İran gezisi, İranlı mevkidaşı Seyid İbrahim Reisi’nin Aralık ayı sonlarında Moskova’yı ziyaret ettiği ve iki ülkenin ekonomik ve siyasi düzeyde işbirliğinin güçlendirilmesi için bastırdığı sırada geldi.

ABD ve müttefikleri Rusya ve İran’a yönelik baskıyı artırmaya ve onları rakip olarak izole etmeye çalışırken, Ruslar da Batı’nın itici hareketlerini ve yaptırımlarını etkisiz hale getirmek için bölgedeki ve dünyadaki müttefikleriyle işbirliğini artırmaya çalışıyor ve bu süreçte İran’ı, Doğu cephesini Batı’ya karşı güçlendirebilecekleri stratejik ortaklarından biri olarak görüyor. Rus yetkililerin son aylarda İran’a sık sık yaptıkları ziyaretler bu amaca tanıklık ediyor.

Putin’in küresel medyada geniş yer bulan İran ziyaretlerinin cazibe merkezlerinden biri, İslam İnkılabı Rehberi Seyid Ali Hamanei ile doğrudan yaptığı görüşmelerdir. Bu ziyaret bizi, siyasi meseleler dışında İslam İnkılabı Rehberi ile yaptığı geçmiş ziyaretleri gözden geçirmemiz için motive ediyor.

Putin’in İslam İnkılabı Rehberine olan güveni ve saygısı

Putin daha önce Tahran’ı dört kez ziyaret etmiş ve İslam İnkılabı Rehberi ile görüşmüştü ve bu toplantılar sonrasında Rehber’in pozisyonuna samimi bir nitelik atfediyor ve saygıdan bahsediyor. Putin’in Rehber’e duyduğu saygı ve ilgi, İran’a ilk ziyaretinde kendini gösteriyordu. Putin, 2006 yılında İran’a ilk kez geldiğinde, Rehber ile bir araya geldi ve mükemmelliği ve rehberliğinden o kadar etkilendi ki, eve döndükten sonra, Rus medyasıyla yaptığı bir mülakatta, Lider’in kişiliğini tarif ederek, şunları söyledi:

“Mesih’i görmedim, ama İncil’de onun hakkında bir şeyler duydum ve okudum. Mesih’i İran’ın liderinde gördüm. İran’da oturan büyük bir bilge var ve bu kadar vizyoner olacağını hiç düşünmemiştim. Bilge bir adam ve karar veren ve İran’ın tüm politikalarını düzenleyen bir bilim adamı”.

Putin’in Rehber’e yaklaşma şekli, ona olan özel saygısını ortaya koyuyor. Putin, İran’ın ruhani liderine resmi ve politikacı tarzda değil, özverili ve saygı dolu bir şekilde yaklaşıyor. Putin’in İslam İnkılabı Rehberi’ne duyduğu özel saygı, 2014 yılında Tahran’a yaptığı ikinci ziyarette, İran’a gelişinden hemen sonra ve resmi kabul töreninden önce Ayetullah Hamaney ile yaptığı görüşmede açıkça görülebilir ve bu, bölgesel ve Batı medyası tarafından geniş çapta ele alınmıştır.

Putin’in dünya yetkilileriyle yaptığı toplantılardaki yaklaşımına bakıldığında, İslam İnkılabı Rehberi’ne yaklaşımının farkı açıkça ortaya çıkıyor. Dünya liderleriyle yapılan görüşmelerde Putin iktidar pozisyonundan konuşuyor ama iş Rehber ile görüşmeye geldiğinde oturması bile ona olan özel ilgisini ortaya koyuyor ve ona en üst düzeyde saygı duyduğu belli oluyor. Amerikalı liderlerle yaptığı görüşmelerden yayınlanan görüntüler, onlara düşük seviyeli liderler gibi yaklaştığını ve sadece İslam İnkılabı Rehberi’nin önünde alçakgönüllülük gösterdiğini gösteriyor.

Putin, 2014 yılında Tahran’ı ziyaret ettiğinde, St. Petersburg’daki Devlet Ermitaj Müzesi’nde tutulan Kur’an-ı Kerim’in en eski el yazmalarından birini Ayetullah Hamanei’ye sundu. Bu nüsha 13 yüzyıl önce İslam dünyasını yöneten Emevi hanedanı dönemine aittir. Böyle bir manevi hazinenin Rehbere bağışlanması, Putin’in ona olan özel güveninin bir göstergesidir. Sonuçta, bu tür kitaplar hiçbir ülkenin onları diğer ülkelere sunmaya istekli olmadığı değerli bir mirastır.

Putin’in güveni sadece ikili görüşmelerde kendini göstermiyor ve Rehber’in İran ve bölgedeki rolünü ve konumunu her zaman övüyor. Bir keresinde bir Arap medya kuruluşuna verdiği röportajda, İran’ın Suriye ve Irak’ın dış destekli teröristlere karşı zaferindeki rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:

“Size açıkça söyleyebilirim ki, geçtiğimiz yıllarda ve hatta şimdi bile İran, bölgedeki hedeflerinin ve ideallerinin çoğunu siyaset pazarında takas edebilir. Suriye’yi, Irak’ı, Hizbullah’ı düşmanlarıyla takas edebilirdi ama bunu yapmadı ve yapmayacak. Kuşkusuz, Rehber’in bu politikada belirleyici bir rolü vardır. Size kesinlikle söyleyebilirim ki, eğer İran ve liderinin Suriye, Irak, Lübnan ve Filistin’deki direnişi destekleme kararları olmasaydı, hiçbiri direnemezdi”.

ABD’nin müttefiklerine karşı baskıcı yaklaşımı

Bölgesel ve uluslararası arenada iki büyük müttefik olarak İran-Rusya ilişkilerini, ABD’nin müttefikleriyle olan, özellikle de Suudi Arabistan’la olan ilişkileriyle karşılaştırırsak, bir ayrım görebiliriz. Tahran ile Moskova arasında saygılı bir ilişki söz konusuyken, Washington ile Riyad ve diğerleri arasında bir efendi-hizmetkâr ilişkisi söz konusu, bir taraf emrederken, diğer taraf dinliyor ve itaatkar davranıyor.

Örneğin, Suudi Arabistan ve BAE’ye seyahat ederken, Amerikalı yetkililer uluslararası güçler tarafından yönlendirilen müttefikleriyle bir güç pozisyonundan konuşuyorlar. Beyaz Saray liderleri her zaman Arap yöneticilerini, yalnızca Washington’un bölgedeki planlarını ve politikalarını uygulayan ve hatta bu yöneticilere aşağılayıcı bir şekilde davranan tebaaları olarak görüyorlar. Başka bir deyişle, ilişkileri emperyalist-bağımlıdır.

Her ne kadar Suudi liderlerin hepsi Amerikalılara hizmet etse ve bölgede piyadeleri gibi davransa da, Washington onların hizmetlerine değer vermekten uzaktır. Örneğin, Biden’ın selefi Trump, Suudi Arabistan’ı, tek işi devasa silah alımları ve yatırımları yoluyla Amerikan ekonomisine petrodolarlar enjekte etmek olan bir “sağımlık inek” olarak nitelendirdi. Bu ilişki göz önüne alındığında, Amerikalılar bölgeye seyahat etseler bile, daha fazla silah satarak ve onları desteklemeyerek müttefiklerini sağmak içindir.

İran-Rus ilişkileri geçtiğimiz on yıllarda mümkün olan en iyi noktada ve son aylarda daha da güçlendi. Ortaklık dışında, Putin’in İslam İnkılabı Rehberi’ne saygısı, güveni ve siyasetteki tavsiyelerini alması ikili ilişkilerin geliştirilmesinde etkili olmuştur.

KAYNAK: Al Waght

Related posts

Avustralya Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçti

ABD yine işgale hazırlanıyor: Bahaneleri şimdiden hazır

ABD kaos ve terörü kışkırtıyor