Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah 25 Temmuz akşamı Hizbullah’ın kuruluşunun 40. yılı münasebeti ile el-Meyadin’e verdiği röportajının birkaç stratejik konu içeriyor.
Birinci stratejik konu Lübnan Hizbullah hareketinin bölgede caydırıcılık denklemini kurmasıydı. Lübnan Hizbullah hareketinin kurduğu caydırıcılık denklemi öyledir ki, Siyonist düşman Hizbullah’ın askeri kapasitesinin ve savunma iradesinin farkındadır. Bu mesele aynı zamanda Siyonist rejimin direniş gücünün sınırdaki çatışmanın ötesinde olduğunu ve her türlü eylemin karşılıksız kalmayacağını bilmesini sağladı. Dolayısıyla Siyonist düşman bugün Lübnan’a karşı harekete geçmeye cesaret edemiyor. Ayrıca Seyyid Hasan Nasrallah, “Hizbullah’ın işgal altındaki Filistin’e onlarca kez soktuğu insansız hava araçları var ama İsrail bu insansız hava araçlarını fark etmedi bile” dedi.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın sözlerindeki ikinci stratejik konuş ise Batı Asya jeopolitiğinin, bölgede egemen olan seçkinler için değil, Amerika için önemli olmasıdır. ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ı ziyaret etti, fakat daha önce Riyad yönetimini ve özellikle bu ülkenin veliahdı Muhammed bin Salman’ı eleştirirken, Suudi Arabistan’ı münzevi bir ülke haline getireceğini söylemişti. Amerika başkanı Joe Biden’i Arabistan’a ziyaret düzenlemeye mecbur kılan şey, Suudi Arabistan yetkililerinin gönlünü almak değil, özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ardından Amerika’nın bu ülkenin petrolüne daha fazla ihtiyaç duymasıdır. Bu bağlamda Seyyid Hasan Nasrallah, “Biden sadece petrol için bölgeye ziyaret düzenledi” dedi.
Üçüncü konu ise Lübnan içindeki ihtilaf ve ayrışmanın bu ülke için büyük ve ciddi bir tehdit olmasıdır. Lübnan’daki siyasi ihtilaflar, bu ülkedeki kırılgan siyasi koşulların devam etmesine neden oluyor. Siyonist rejim Lübnan’daki bu kırılgan koşulları fırsat bilerek, hatta bu durumu memnuniyetle karşılıyor. Zira ancak bu şekilde kendi jeopolitik hedefleri ve özellikle ortak ve ihtilaf konusu olan enerji meydanları hakkındaki hedeflerini izleyebilir.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri bu durumu eleştirerek, “Lübnan hükümeti, ülkenin kaynaklarını korumak için uygun bir karar veremiyor. Bu nedenle direniş, Lübnan’ın çıkarlarını ve kaynaklarını savunmak amacıyla kararlar almak zorundadır.” dedi. Bu bağlamda Seyyid Hasan Nasrallah, Kariş gaz sahası üzerine İnsansız Hava Araçları -İHA gönderilmesine atıfta bulunuyor. Nasrallah, ”Hizbullah’ın amacı, Lübnan’ın petrol ve gazını çıkarmaktır, çünkü Lübnan’ın hayatta kalmasının tek yolu bu.” dedi.
Nasrallah, direnişle karşılaşacağı için Siyonist rejimi Lübnan sularındaki tartışmalı bölgede petrol ve doğalgaz çıkarmaması konusunda defalarca uyardığını söyledi.
Seyyid Hasan Nasrallah’ın önceki gece yaptığı konuşmadaki dördüncü stratejik nokta, direniş ekseninin aktörleri arasında birliğin gerekli olduğu ve konumlarını güçlendirmede bir faktör olmasıdır. Hizbullah Genel Sekreteri bu bağlamda, Filistin’in savunmasında direnişin ana aktörleri arasında uyumun olduğu geçen yılki 12 günlük savaşa işaret etti.
Bu arada Seyyid Hasan Nasrallah, son 10 yılda Hamas ile Suriye arasındaki ilişkiye de değinerek şöyle dedi: Hiçbir Arap sistemi Hamas’a Suriye kadar yardım etmedi. Hamas’taki kardeşlerimiz bu ülkenin direniş ekseninin bir parçası olduğu için Suriye’ye sırt çeviremeyecekleri sonucuna vardılar.
Bu açıklama ile Seyyid Hasan Nasrallah, direniş ekseni aktörlerinin bazı konulardaki ihtilafları bir yana bırakarak ortak düşmana karşı vahdetlerini ve birlikteliklerini korumaları gerektiğini vurguladı. Direnişin ana aktörleri arasındaki birlik, başta Amerika ve Siyonist rejim olmak üzere muhalefetin politikalarının başarısız olmasının temel nedenidir.
KAYNAK: Ajanslar