İngiltere’nin eski kraliçesi, yüz milyonlarca dolar olan kişisel servetine ek olarak, dünyada yüz binlerce insanın dökülen kanını miras olarak bıraktı.
İngiltere’nin eski kraliçesi Elizabeth Alexandra Marie, hastalığı bir kraliyet doktoru tarafından ilan edilmesinden kısa bir süre sonra öldü. II. Elizabeth, 69 yıl boyunca Büyük Britanya ve diğer 14 ülkenin kraliçesiydi. Bu uzun zaman içinde arkasında kanlı ve korkunç bir miras bıraktı.
Eski Sömürgeciliğin Kraliçesi Ne Kadar Zengindi?
Eski İngiltere kraliçesinin zenginliği, iki kişisel mülk ve kraliyet mülk kategorisi içeriyordu. Kişisel varlıklarının 300 milyon ila 500 milyon pound arasında olduğu tahmin ediliyor. Ancak yönetimi altındaki kraliyet mülkünün değeri, saraylar ve kraliyet mücevherleri dahil olmak üzere yaklaşık 90 milyar dolara ulaşıyor.
II. Elizabeth’in hayatı boyunca kişisel mülkiyeti, pahalı sanat eserlerinden mücevherlere ve rüzgar enerjisi alanları, özellikle atlarına kadar çok çeşitli varlıklar içeriyordu.
II. Elizabeth’in Dünyadaki Kanlı Mirası
İran’daki 1953 Darbesi: İngiltere’de monarşinin resmi bir kurum olduğu ve kral veya kraliçenin siyasi işlere dahil olmadığı iddia ediliyor. Ancak İngiliz kraliçesinin taç giyme töreninden sadece iki ay sonra, Fazlullah Zahidi liderliğindeki bir darbe ile Dr. Musaddık hükümetini devirdi. Tarihsel kanıtlar, İngiliz Gizli Servis’in darbedeki doğrudan rolünü yansıtmaktadır.
Süveyş Krizi: Cemal Abdul Nasır, Mısır’da iktidara geldikten sonra kraliyet sistemini uzaklaştırdı ve Süveyş kanalını millileştirdi. II. Elizabeth’in izniyle İngiltere, Siyonist rejim ve Fransa ile birlikte Mısır’a karşı savaşa girdi. Bu kanlı savaşın bir sonucu olarak, Süveyş Kanalı birkaç ay boyunca kapatıldı ve savaşta iki bin Mısır askeri öldürüldü.
Güney Yemen’in İşgali: İngiliz sömürgeciliği iki yüzyıl önce Yemen’in güney bölgelerini işgal etti. 1963 yılında Yemen Ulusal Cephesi, İngiliz sömürgeciliğine karşı 6 yıl süren büyük bir ayaklanma başlatmış ve nihayet ülkenin güneyinde İngiliz sömürge hükümeti dağıtılmıştır. Tarihi belgeler, bu yıllarda İngiliz askerlerinin esir Yemenlilere karşı korkunç işkenceler yaptığını gösteriyor.
Bahreyn’in İran’dan Ayrılması: Al-i Halife rejimi sayesinde Bahreyn doğrudan İngiliz desteği ile İran’dan ayrıldı.
İran Yolcu Uçaklarının Düşürülmesi: 34 yıl önce ABD Ordusu, Basra Körfezi üzerinde İran’a ait bir yolcu uçağını füze ile düşürerek tüm yolcularını öldürdü. İngiliz eski Başbakanı Margaret Thatcher hükümeti, Amerika’nın bu cinayetini aşikar destekledi.
Falkland Savaşı: 1982’de İngiltere ve Arjantin, Güney Atlantik Okyanusu’ndaki Falkland Adaları’nın mülkiyeti için savaşa girdi. İngiltere’de Margaret Thatcher’ın başbakanlığı döneminde yaşanan bu savaşta her iki taraftan da yüzlerce askerin öldürülmesinin ardından bu adalar Arjantin’den geri alındı.
Birinci Basra Körfezi Savaşı: 1991’de Irak’ın Kuveyt’e saldırmasının ardından, Amerika sözde dünya düzenini korumak için “Çöl Fırtınası” adı verilen bir operasyonla İngiltere’nin de içinde bulunduğu bir koalisyon yardımıyla bu ülkeye saldırdı. Bu savaşta on binlerce Iraklı öldü.
Afganistan Savaşı: 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika, İngiltere’nin de üyesi olduğu bir koalisyon kurarak Afganistan’a saldırdı. 2021 yılına kadar süren bu askeri saldırının iddia edilen amacı el-Kaide ve Taliban’a karşı koymaktı, ancak sonuçta 243.000 kişinin ölümüne ve Taliban’ın yeniden iktidara gelmesine ve yabancı güçlerin Afganistan’dan çekilmesine yol açtı.
Irak Savaşı: Amerikan koalisyonunun İngilizlerin suç ortaklığıyla Afganistan’a saldırmasından iki yıl sonra, yasadışı silah ticareti bahanesiyle bir kez daha Irak’a saldırdılar. Bu yıkıcı askeri saldırı, Irak’taki etnik ve dini bölünmelerin ve IŞİD de dahil olmak üzere terörist grupların oluşumunun temellerini attı. Bu ölümcül savaşta 2003’ten 2011’e kadar işkencelerin dışında yaklaşık yarım milyon insan öldü.
Suriye Krizi: 2011 yılında Suriye’de ayaklanmaların başlaması ve bu ülkedeki krizin yoğunlaşması ile birlikte Batılılar, özellikle Amerika, İngiltere ve Fransa, Arap müttefikleri ile birlikte Suriye’de teröre destek vererek Suriye’yi çökertme stratejisini benimsedi. Bu durum yüz binlerce sivilin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı.
Yemen Savaşı: Suudi-BAE koalisyonunun Nisan 2015’te Yemen’e yönelik saldırılarının başlamasından bu yana Londra, saldırgan koalisyona her türlü silah, lojistik ve istihbarat desteğini sağlıyor.
KAYNAK: Ajanslar