Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış herkesin aşı randevusunun açılacağını bildirdi
Bakan Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi’nde düzenlenen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı‘nın ardından açıklamada bulundu.
Bilim Kurulu’nda salgının bugüne kadar etkisi, aşılama programı kapsamında karşılaşılan aşı yan etkilerinin durumu ve yerli aşı TURKOVAC’ın Faz 3 çalışmaları olmak üzere üç önemli başlığın ele alındığını aktaran Koca, “Salgını aşı ile aşacağız demiştik. Mevcut gidişat bu hedefe ilerlediğimizi gösteriyor. Zaferden emin ve yakın ama temkinli ve teyakkuzdayız.” diye konuştu.
Kovid-19 küresel salgınının beraberinde birçok zorluğu getirdiğini ve bu durumun dört bölüm halinde ele alınabileceğini aktaran Koca, ilk dönemin salgına hazırlık, karantina ve önlemlerin neler olabileceğiyle ilgili olduğunu belirtti.
Hastalığın ortaya çıktığı günden üç ay sonra ilk vakanın Türkiye’de görüldüğünü, bu aşamada alınan tedbirlerin ülkeye üç ay kazandırdığını anlatan Koca, ikinci bölümün ise tanınmayan bu düşmandan nasıl korunulacağını öğrenmekle ilgili olduğunu ifade etti.
Koca, bu dönemde salgın yönetimi ve çalışma rehberleri ile salgın döneminde kontrollü sosyal hayatın nasıl olabileceğine odaklanıldığını, Hayat Eve Sığar uygulaması ve HES kodunun artık en çok kullanılan araçlara dönüştüğünü dile getirdi.
Üçüncü dönemde ise hastalıkla mücadelenin başladığını vurgulayan Koca, hastaların nasıl tedavi edileceğine odaklanıldığını, Kovid-19 sebebiyle büyük kayıplar verildiğini aktardı. Koca, Türkiye’nin güçlü sağlık altyapısı sayesinde dünyada görülen, koridorlarla hastaların entübe edildiği, oksijen maskeleriyle sıra beklediği görüntülerin oluşmadığını, salgın boyunca altyapı eksikliği yaşanmadığını vurguladı.
“Aşı ile salgından tamamen kurtulmanın eşiğindeyiz”
Sağlık Bakanı Koca, bu süreçte en büyük gururlarının sağlık çalışanları olduğunu, tam bir seferberlikle hastalıkla mücadele edildiğini, salgın yönetiminin en zorlu döneminin de bu günler olduğunu söyledi.
Dördüncü bölümde ise salgının kontrolünün ele alınarak aşılama programının başladığına, salgının gerilediğine dikkati çeken Koca, “Şu an bu aşamadayız ve salgının kısa sürede son bulacağına inancım tam. Kısaca özetlemek gerekirse salgınla karşılaşmadan önlemler aldık, salgından toplumumuzu korumak için tedbirler aldık, hastalık ile mücadele ettik. Şimdi de aşı ile salgından tamamen kurtulmanın eşiğindeyiz.” ifadesini kullandı.
“Salgında ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp çok daha büyük”
Hastalıkla mücadelenin yoğun şekilde sürdürüldüğü üçüncü dönemin bazı sonuçları hakkında bilgiler paylaşan Koca, şunları kaydetti:
“Salgın süresince salgından yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sürecinde ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük. Örneğin kalp krizi teşhisleri salgın döneminde yüzde 56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler yüzde 10’dan fazla artış gösterdi. Bu durumun temel sebebi, salgın dışında sağlık hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da vatandaşlarımızın salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina etmeleridir. Benzer birçok hastalığın teşhisinde azalış olurken o hastalığa bağlı kayıplarda artışlar yaşadık.
Kovid-19 ölümlerini Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği kriterlere göre tespit edip ’50 bin kaybımız var’ derken dolaylı nedenlerle en az bir bu kadar daha vatandaşımızı kaybettik. Dünya genelinde de durum farklı seyretmedi. Bugün küresel ölçekte en az 3,9 milyon insan Kovid-19 sebebiyle hayatını kaybetti ancak doğrulanmamış vakalar ve sağlık hizmetine erişimin kısıtlanması gibi dolaylı nedenlerle 10 milyonun üzerinde ölümün de Kovid-19 ve onun yıkıcı etkisi olduğu değerlendiriliyor.”
“Gelecek 3 yıl bu hasarı telafi etmekle geçecek”
Koca, “Üzücü olan hastalığı geçirmiş kişileri, hastalığın bıraktığı hasarlar ile neyin beklediği konusudur. Gelecek üç yıl boyunca hastalığı geçirmiş kişilerde ne tür yan rahatsızlıklar çıkacağı tespit edilemese de mevcut ölümlerin 3-4 katı kadar daha kayıp beklendiği belirtilmektedir. Bu son derece hazin, vahim bir tablo ve beklentidir.” diye konuştu.
Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim yaptığımız değerlendirmelerde hastalığı geçirdikten ve tamamen iyileştikten 45 gün sonrasında yaşanan ölüm olaylarını incelediğimizde, özellikle 65 yaş üzeri grupta vefat sayılarının 2 kattan fazla arttığını tespit ettik. Öyle görünüyor ki gelecek 3 yıl bu hasarı telafi etmekle geçecek ancak tüm bu vahim tabloya rağmen umudumuzu diri tutacak, geleceğe güvenle bakmamızı temin edecek güzel gelişmeler de var. Örneğin aşılarımızın hastalık sebebiyle gerçekleşen ölümleri çok önemli ölçüde sınırladığına şahit oluyoruz. Aşı olanlar virüsü kapsa da ölümden ve hastaneye yatıştan korunuyorlar. Aşılanarak salgın küllerini aşacağımız görünüyor.”
Türkiye’nin dünyanın en hızlı aşılama programlarından birini yürüttüğüne işaret eden Koca, “Aşı olsun yeter, günde bir buçuk milyon aşı yapabiliriz dediğimde inanmayanlar vardı, canları sağ olsun. Devletimizin ve güçlü sağlık altyapımızın, kahraman sağlık çalışanlarımızın gücüne güvenin.” dedi.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kara’dan aşının yan etkileriyle ilgili bilgilendirme
Bakan Koca’nın bu sözlerinin ardından Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, aşının yan etkilerine yönelik incelemelere ilişkin bilgi verdi.
Türkiye’de aşının yan etkilerinin salgın döneminde çok yakın takip edildiğini, bunun daha önce uygulanan aşılarda da yapıldığını belirten Kara, Aşı Sonrası İstenmeyen Etki İzleme Sistemi çerçevesinde bu bilgilerin düzenli toplanıp değerlendirildiğini, incelemelerin önce her ilde ve ardından Sağlık Bakanlığı merkezinde yapıldığını anlattı.
Prof. Dr. Kara, Türkiye’de uygulanan inaktif ve mRNA Kovid-19 aşılarında şişlik, kızarıklık, ağrı gibi yan etkiler oluştuğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“İki aşı arasında bir miktar fark var ama bu yan etkiler her iki aşıda da 24 saatten çok uzun sürmüyor ancak 100 aşı olan kişide değerlendirdiğimizde yaklaşık 8’inde belki de 2 gün kadar en fazlasıyla kolda ağrının devam ettiğini görüyoruz. Ayrıca ‘sistemik’ dediğimiz, yani tüm vücudu etkileyen kas ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi etkiler görülebiliyor. Aşılar arasında bir miktar fark olmakla beraber ancak aşı olanların yüzde 10 ile yüzde 15’inde görülebilen yan etkiler şeklinde. Hem ülkemiz hem de dünyadaki verilerle bunların hiç birinin kalıcı olmadığını, birkaç gün içinde geçtiğini görüyoruz.”
Yan etkiler içinde baş ağrısının çok nadiren, aşı olmuş 250-300 kişide bir görüldüğünü ve üç gün kadar sürdüğünü anlatan Ateş, “Çok ciddi anlamda, gündelik yaşamı etkileyecek kadar yan etki ise çok daha nadir. Hiç görünmüyor değil ama aşı olduktan sonra, aşağı yukarı 1000 ila 1200 kişide bir kişi veya 1000 ila 1200 kişide iki kişi kadar ikinci dozdan sonra 24 saat kadar kendisini ciddi şekilde halsiz ve yorgun hissedip, evden çıkmamayı tercih edebilecek düzeylerde yan etkiler olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.
Kara, bu verileri ve sonuçları çok daha detaylı toplayıp tüm dünya ile yayın olarak paylaşmayı istediklerini belirti.
İnaktif yerli aşı TURKOVAC’ın Türkiye Koordinatörü ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal’a söz veren Koca, Ünal’dan yerli aşının faz 3 aşamasıyla ilgili bilgi vermesini istedi.
Ünal, Türkiye’nin, Eylül 2020’de Sinovac aşısının faz 3 çalışmasına başladığını ve başarılı yürütülen çalışma sonucunda 23 Aralık’ta aşılama programına geçtiğini hatırlatarak bu anlamda dünyadaki ilk ülkeler arasında yer aldığını ifade etti.
Yürütülen çalışmanın sonucunun da önemli tıp dergilerinden Lancet’te yayına kabul edildiğini bildiren Ünal, gelecek hafta içinde yayımlanacağını söyledi.
Şu günlerde de Kayseri Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin geliştirdiği inaktif yerli aşının faz 3 çalışmalarıyla ilgilendiklerine değinen Ünal, aşı çalışmasının planlı şekilde yürütüldüğünü dile getirdi.
Ünal, TURKOVAC’ın dün faz 3 çalışmasına başlandığını anımsatarak en kısa sürede Türk ve dünya tıbbına kazandırılması çabası içinde olacaklarını ifade etti.
Günlük vaka tablosunu paylaştı
Bakan Koca da Sinovac’ın faz 3 çalışmasının Lancet’te yayınlanacak olmasının son derece önemli bir gelişme olduğunu, devamında Sinovac’ın farklı ülkeler tarafından kabul edilmesini Türkiye’nin çalışmasının sağlayacağını söyledi.
Ağır bedeller ödendiğini ancak güzel günlere çok yaklaşıldığını belirten Koca, vatandaşlardan bu dönemi hata yapmadan kapatmalarını, kendi kişisel güvenlik çemberini oluşturarak bir süre daha dikkatli davranmalarını ve aşı olmalarını istedi.
Bakan Koca, ardından günlük vaka tablosunu paylaştı. Vaka sayısının dün 6 binin üzerindeyken bugün 5 bin 809 olduğunu bildiren Koca, “Salgın, pazartesi ve salı genelde bir yükselişle kendisini gösteriyor özellikle bu dönemde ama bugün 5 bin 809.” dedi.
Cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış herkes aşı randevusu alabilecek
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koca, yeni yaş gruplarına aşı sırasının ne zaman geleceği ve aşılamanın kaç yaşa kadar düşürüleceği yönündeki bir soruya şu yanıtı verdi:
“Biz, özellikle şu dönemde hızla 18 yaş ve üzeri olan vatandaşımızı aşılamak istiyoruz. Bunu ne kadar erken dönemde yapabilirsek, toplumsal bağışıklığı o kadar erken dönemde sağlamış olabileceğimizi ve ülkeye giriş ihtimali olan mutasyonlara karşı da erken dönemde tedbir anlamında bir çözüm olacağına inanıyoruz. O nedenle şu an 25 yaşa kadar biliyorsunuz inmiş oldu, 25 yaş ve üzeri. Bugünden söyleyebilirim, cuma günü itibarıyla 18 yaşından gün almış bütün vatandaşlarımızı tanımlamış olacağız. Yani cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış herkes randevu alabilir olacak. Bizim hedefimiz, özellikle 18 yaş üstü aşılanabilir olma durumu olan, yani hastalığı geçirenleri düşürdüğümüzde nüfusun en az yüzde 70’inin, 55 milyona yakın vatandaşımızın Kurban Bayramı’na kadar en az bir doz aşılanmış olmasını sağlamak istiyoruz.”
Vatandaşlardan bu süreçte hassasiyet göstererek erken dönemde aşılarını olmalarını isteyen Koca, yazın daha rahat olabilmek, bayramı bayram gibi geçirebilmek için herkesin aşılarını erken dönemde olma gayreti içinde olması gerektiğini söyledi.
TURKOVAC faz 3 çalışması 40 bin 800 kişi üzerinde yapılacak
Bakan Koca, yerli aşı TURKOVAC’ın faz 3 çalışmalarında plasebo yerine Sinovac aşısı kullanılıp kullanılmayacağı ve Türkiye dışında farklı merkezlerde aşının faz 3 çalışmasının yapılıp yapılmayacağı ile ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
“Faz 3 çalışması 40 bin 800 kişi üzerinde yapılacak. Plasebo yerine, kıyaslamalı olan Sinovac ile birlikte yapılıyor olacak. Bununla ilgili izinler alındı ve o çerçevede zaten etik kurul onayını vermiş oldu. Ayrıca Macaristan, Azerbaycan, Kırgızistan’da da bu faz 3 çalışması yapılmış olacak. Biz, ilave birkaç ülkeyi daha bu çalışmaya katmaya çalışıyoruz. Onunla ilgili de görüşmeler devam ediyor. 29 merkezde 40 bin 800 kişi üzerinde yapılacak.”
Delta varyantıyla ilgili soru üzerine Koca, Delta Plus’ın Türkiye’de daha tespit edilmediğini belirterek şöyle devam etti:
“Delta Plus’ın daha ülkemizde görüldüğünü bilmiyoruz, yani görülmedi, tespit etmedik ama delta varyantıyla ilgili ülkemizde şu ana kadar sekansı yapılmış olup adı konan 134 vakamız oldu. Toplam 16 ilimizde görüldü. Giderek illerdeki dağılımı artmaya başladı ve yoğunluklu, ağırlıklı olarak da İstanbul’da görüldü. 134 vakanın 82’si İstanbul’da. Düzce’de 18, Van’da 8, Ankara’da 4, İzmir’de 3 ve diğer illerimizde de bir, iki şeklinde olmak üzere toplam 16 ilimizde görüldü. Ülkede çok ciddi bir oranın olmadığını biliyoruz ama her geçen gün bunun artabileceğinden de endişe ediyoruz. Aşıların bu varyanta etkili olduğunu biliyoruz. Aşıların erken dönemde bir an önce yapılmasının önemiyle birlikte ikinci dozla delta varyantında daha güçlü bir etkinin olduğunu da biliyoruz. Önümüzdeki süreçte 18 yaşa kadar indirdiğimiz bu dönemde aşının tedarikiyle birlikte muhtemel 6 haftalık süreyi daha erkene, 4 haftaya da çekebiliriz. Önümüzdeki haftalar bunu netleştirmiş oluruz. 18 yaşa kadar olan vatandaşımızın hızla en az bir kez aşılanmasını sağlamak birinci şartımız. Gelebilecek aşıda sorun olmadığını gördüğümüzde hızla ikinci aşılarını da vatandaşımızın bir an önce yapmak, bu virüsün delta varyantına karşı etkinliğinin hızla sağlanmasını oluşturmak istiyoruz.”
“Şu ana kadar kaç doz aşının sevkiyatı tamamlandı?” sorusu üzerine Koca, en geç nisan sonuna kadar 100 milyon doz Sinovac aşısının gelmesi gerektiğini ancak şu ana kadar gelen aşı miktarının 34 milyon olduğunu söyledi.
BioNTech için mart sonuna kadar 4,5 milyon dozun teslim edilmesine ilişkin 27 Aralık’ta anlaşma yapıldığını anımsatan Koca, bu aşıların belirtilen tarihte geldiğini kaydetti. Sonrasında haziranda 30 milyon doz aşının gelmesine ilişkin sözleşme yapıldığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:
“Eylül ayı sonu itibarıyla toplam 120 milyon. Bu 30 milyondan 20 milyon aşımız gelmiş oldu. Pazartesi ve salı günü de 5 milyona yakın daha gelmiş olacak. Yani 25 milyon. Belki 30 milyona tamamlanması temmuzun ilk 3, 4 günü içinde olabilir. Şu ana kadar gelen ilk 4,5 milyon ile birlikte 24,5 milyon oldu. Devamının da bir sonraki hafta tamamlanacağını söyleyebilirim. Bu anlamda ciddi bir sorun olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim.”
BionTech Üst Yöneticisi Uğur Şahin’e, 30 milyon doz tamamlandıktan sonra aşı gündeminden çıkmak, daha çok üretim ve Ar-Ge dahil olmak üzere başka konuları konuşmak üzere Türkiye’ye gelmesinin sağlıklı olacağını söylediğini belirten Koca, bu çerçevede Şahin’in de Kurban Bayramı’ndan sonra gelebileceğini söyledi.
Koca, ayrıca 200 bin kişilik 400 bin doz Sputnik V aşısının da geldiğini, testlerin yapıldığını bildirdi.
“Rapel dozla ilgili klinik çalışmada son durum nedir?” sorusuna, Koca, “Rapel dozla ilgili bu çalışma Etik Kurul onayından geçti, başladı. Şehir hastanemizde özellikle 6. ayından gün almış olan Sinovac aşısı yapılmış olan kişilerin immün yanıtıyla birlikte Sinovac, BioNTech ve TURKOVAK aşımızı yapmak üzere bir çalışma başlatıldı. Buradaki etkinliğe göre bununla ilgili paylaşmış, ona göre de yol almış olacağız.” yanıtını verdi.
“Sinovac ve BioNTech ikinci dozu olanlarda hastaneye ve yoğun bakıma yatış oranları nedir?” sorusu üzerine Koca, “Aşıların etkisi, koruyuculuğu, hastaneye yatış, yoğun bakım ve vefatlarla ilgili bir hazırlık yapıldı. Yayına hazır hale getirilme noktasına gelmiş oldu ama özellikle yaş, ek hastalık arttıkça koruyuculuğun giderek azaldığını görüyoruz. Genç yaş grubunda, ek hastalığı olmayan kişilerde bu koruyuculuğun daha yüksek olduğunu çok rahat söyleyebilirim.” dedi.
“Belki bazı ülkelerde yasak koymak gerekebilir”
Koca, bir gazetecinin Hindistan varyantına ilişkin vakaların görülmesinin ardından bazı ülkelerden gelenlere test ve karantina şartı getirildiğini anımsatarak “Şu anda delta varyantı oldukça yaygın. Özellikle Rusya gibi Türkiye’nin yaklaşık bir sezonda 5 milyon turist beklediği bir ülkede de son iki haftada vakaların yüzde 90’nını oluşturduğu açıklandı. Rusya özelinden giderek, daha da geniş görerek bu ülkelere karşı herhangi bir tedbir düşünülüyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:”Şu an Hindistan, Brezilya, Güney Afrika gibi hatta Pakistan ve Afganistan gibi ülkelere karantinayı 14 gün olarak uyguluyoruz. Zannediyorum 1 Temmuz itibarıyla bunu biraz daha detaylandırmış olacağız. Belki bazı ülkelerde yasak koymak da gerekebilir. Biz yurt dışından gelenlere, Rusya’dan gelenler dahil olmak üzere son 48 saatte antijen, 72 saatte PCR mutlak istiyoruz. Bunun dışında özellikle yurt dışından gelenlerle ilgili yaygın bir şekilde örneklem yöntemiyle PCR çalışıyoruz. Bunu, bu süreçte daha da artırmaya çalışıyoruz. Geldiği ülkeden bize gösterilen PCR ve antijen sonucu dışında bizim örneklem yöntemiyle yaygın yaptığımız testlerde bir artış, kötüye doğru oranların arttığını hissettiğimizde de zaten o anlamda gereği yapılmış olur. Bu konuda da hassas ve titiz çalışmaya devam ediyoruz.”
“Kısıtlamaların kaldırılması sonrası vaka artışı öngörüyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine Koca, şunları söyledi:
“Kısıtlamaların devre dışı kalmasıyla veya azaltılması ile birlikte bu dönemde vakaların hareketlilikle birlikte ve temasla birlikte çok arttığını biliyoruz. Normalde bu kısıtlamaların kaldırılması ile birlikte düşüşün stabil bir döneme girdiğini görüyoruz. Gördüğünüz gibi vakalar 5-6 bin bandında sabit kalmaya başladı, 3-4 haftadan bu yana. Bu hareketin artışıyla birlikte genelde bu kadar sabit kalma sonrası daha öncede İngiliz varyantında da gördüğümüz şekli ile şimdi Delta varyantı şüphesi ile genelde yukarı doğru bir çıkış eğilimini görmüş oluruz. Bu endişemiz var mı, var ama şunu görüyoruz bu dönemde yukarı doğru çıkıştan ziyade daha sabit kaldığını daha önceki İngiliz varyantında görülenden farklı olarak bu dönemde yoğun aşılama yaptığımızı, aşının etkisinin de 14 günden sonra oluştuğunu biliyoruz.”
Maske kullanımı
Aşının etkisi ile yukarı doğru çıkışın baskılandığı kanaatinde olduklarını bildiren Koca, “Önümüzdeki 2-3 hafta içinde aşılamayı giderek yoğunlaştırmak kaydıyla buradaki statik durumun giderek aşağı doğru inebileceğini ümit ediyoruz. Önümüzdeki dönemde zorunlu olmadıkça kısıtlamaları yapmak istemiyoruz.” dedi.
Koca, “Maske kullanımı ne zaman kaldırılabilir?” sorusu üzerine, “Biz toplumsal bağışıklığın oluşmadığı bu dönemde, maskeyi halen o güvenlik çemberi içinde kullanmamız gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Toplumsal bağışıklığın oluştuğu, en az yüzde 70 oranında aşılamanın olduğu dönemde maskelerden de artık kurtulabileceğimiz dönem olur diye düşünüyorum.” diye konuştu.
“Toplumsal bağışıklığı tamamlamak istiyoruz”
Vatandaşların bu dönem de özellikle aşılama noktasında hassasiyet gösterdiğini ve yoğun bir ilgi olduğunu belirten Koca, şunları söyledi:
“Biz bu aşılama dönemini bayrama kadar özellikle 18 yaş ve üstünü en az bir kez aşılama noktasında gayret içinde olmamız gerektiği kanaatindeyim. O durumda bayram ve sonrasını daha rahat geçirebileceğimizi, yazı biraz daha kolay atlatacağımızı, önümüzdeki dönem özellikle 18 yaşı, üniversite gençliği için önemsiyoruz. Üniversitelerin, gençlerimizin bağışık olmalarıyla birlikte üniversitelerin çok kolay rahat açılabileceğini söylemek istiyorum. Yani biz hızla pandemiyi gündemden, ülkemizden çıkarmak istiyoruz. Buna odaklanmış durumdayız o nedenle de vatandaşımızı bu dönemde yoğun bir şekilde aşılamayı sağlayarak bu toplumsal bağışıklığı tamamlamak istiyoruz.”
Koca, “Son haftalarda haftalık vaka tablosunda 3 büyük şehri kıyasladığımızda neler söylersiniz? Ankara’da son haftalarda hep vaka sayısı yüksek görünüyor, bunun bir sebebi var mıdır?” şeklindeki soruya, “Bu anlamda önemli bir sebep olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Normalde Ankara’daki vakaların biraz daha İstanbul’a göre yüksek olduğunu söyleyebilirim, İzmir için aynı şey değil ama Ankara, İstanbul’dan biraz daha fazla. Aşılamanın Ankara’da oran olarak İstanbul’dan daha iyi olduğunu görmüş oluyoruz.” yanıtını verdi.
Özellikle bu dönemde vatandaşın biraz daha kişisel tedbirlere önemle dikkat etmesi gerektiğini tekrarlayan Koca, “Aşılamayı da giderek sağlayabilirsek, arttırabilirsek bu oranların daha da düşeceği kanaatini ifade etmek istiyorum.” dedi.
“Yeterince dozun olduğunu söylemek istiyorum”
Aşılama çalışmalarına ilişkin bir soruya karşılık Bakan Koca, şunları kaydetti:
“55 milyona, en az 1 doz aşıyı yapmayı erken dönemde hedefliyoruz. Aşı açısından normalde 6 haftada yapıldığı için bu anlamda bir sorun yok toplamda sadece BioNTech için her ay ortalama 30 milyon doz aşının geleceğini, 120 milyon olduğunu söylemek istiyorum. Sinovac ve Sputnik dışında sadece BioNTech’le baktığınızda bu sayıyı çok rahatlıkla 55 milyon, 110 milyon demek.
Kaldı ki biz şu ana kadar 28 milyon doz Sinovac yaptık, şu an elimizde 6 milyon daha Sinovac aşısı var ki, bu önümüzdeki 3-4 hafta içerisinde daha da artacağını biliyoruz ama onun dışında 34 milyonu siz 120’ye ilave etmiş olun hiç olmadığını varsayın 120 artı 34, 154 milyon yapar. Dolayısıyla bu anlamda 55 milyon, 110 milyon yapar, ilave sağlık çalışanlarımız ve 65 yaş üstü kişileri de düşündüğümüzde olabilecek ilave en fazla 10 milyon doz gelmiş olur. Yani elimizde bu anlamda yeterince dozun olduğunu söylemek istiyorum.”
“İkna etme çabası içinde olacağız”
Bakan Koca, aşı olmayan vatandaşlara ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
“Aşı olmayanlarla ilgili şöyle bir yaklaşımımız var daha önce de söylemiştim. Özellikle vatandaşımızı zorlayan, kamu kurumlarında daha bir hassasiyetle bu anlamda tedbirler koyan bir yaklaşım içinde olmayacağız. Biz vatandaşımızı daha çok ikna etme çabası içinde olacağız ve şunu çok rahat söyleyebiliriz vatandaşımız bu süreçte aşıya olması gerektiği kadar rağbet etti. Ben bu anlamda ciddi bir sorun olacağını düşünmüyorum, yüzde 80’lerin üzerinde aşılamanın olacağını düşünüyorum.
Bizim toplamda baktığımızda 45 yaş üzeri yüzde 90’lara varan aşılama oranımız var o nedenle ben aşı reddi anlamında ciddi bir sorunun olmadığını, vatandaşımızı ikna etmenin çok zor olmayacağını, gerektiğinde vatandaşımızın, mobil ekip sayılarımızı arttırarak ayağına giderek erişimde yer yer sorunlar olabilir, bu mobil ekiplerle birlikte aşılamayı arttırmak istiyoruz ve bunu da sağlayacağımıza inanıyorum.”
“18 yaş altı için Bilim Kurulu dünyadaki çalışmaları değerlendiriyor”
Türkiye’de 18 yaş ve altının aşı olup olmamasına yönelik soru üzerine şu açıklamalarda bulundu:”18 yaşı zaten yapıyoruz. 18 yaş altı için Bilim Kurulu dünyadaki çalışmaları, uygulamaları değerlendiriyor. Ülkeden ülkeye farklı yaklaşımların olduğunu biliyoruz. Biz en azından şunu yapmak istiyoruz, 18 yaş altı kronik rahatsızlığı olan çocuklarımızı, gençlerimizi aşılamaktan yanayız. Devamında çok uzun sürmez, muhtemelen 1 hafta 10 gün olabilir, özellikle kronik rahatsızlığı ve ek hastalığı olan kişileri aşılamış olacağız. Bunun dışında hangi 18 yaş altı grubunun tanımlanıp aşılanmasıyla ilgili bir netliğimiz yok. Bununla ilgili Bilim Kurulu zaten değerlendiriyor, gelişmelere göre bunu aktarmış oluruz.”
KAYNAK: AA.com.tr